İçeriğe geç

Nazar ve haset aynı şey mi ?

Nazar ve Haset: Aynı Şey Mi? Bir Anın İçinde İki Farklı Duygu

Geçen hafta yaşadığım bir olay, aslında bana nazar ve haset arasındaki farkı anlamamda oldukça yardımcı oldu. Kayseri’nin dar sokaklarında yürürken birden gözlerimin önünde beliren anı, o kadar içimi sarstı ki, yıllardır kafamda dönüp duran soruya bir türlü cevabımın olmadığını fark ettim: Nazar ve haset aslında aynı şey mi? İki duygunun da insanın içini saran bir karanlık olduğunu biliyordum ama hangisinin daha tehlikeli olduğunu, hangisinin daha içten geldiğini çözmek hiç kolay olmamıştı. İşte tam da o gün, bir olay sayesinde, her şey netleşti.

O An: Bir Düğün, Bir Mutluluk ve Bir Bakış

Kayseri’deki o yaz günlerinde, uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımın düğününe davet edilmiştim. O kadar heyecanlıydım ki… Çünkü yıllardır bu günü bekliyordum. İlk gençlik yıllarımda birlikte büyüdüğüm, mahallemizin en neşeli kızıydı o. O kadar güzel, o kadar mutlu görünüyordu ki… Benim için, o gün bir anlamda kendi hayatımın da bir kutlaması gibiydi. Ne de olsa, onun mutluluğu benim mutluluğumdu, değil mi? Ama o düğünde, bir bakışla değişen bir şeyler oldu.

Gelinlik içinde parıldayan arkadaşımın etrafındaki gülüşler, ellerindeki çiçekler, her şey mükemmeldi. Ama bir an, bir kadının bakışını fark ettim. Yanında durduğum kişinin gözleri, o kadar keskin, o kadar sanki içinde bir şeyleri boğuyormuş gibi bakıyordu ki, o an ne olduğunu anlamadım. Gözlerindeki garip ifade, önce bir kaygı gibi geldi. Ama sonra fark ettim: O, nazar değdirmek ister gibi bakıyordu. Ya da belki de… Belki de içinde bir haset vardı. O kadının bakışlarındaki o hıçkırık, bir tür kıskanma arzusuyla karışmış bir nefretti. O anda, nazar ve haset arasındaki farkı anlamaya başladım.

Nazar mı, Haset mi? O Anın İçindeki Duygular

Nazar, insanın birinin mutluluğuna ya da güzelliğine dikkatlice bakarken, istemeden o mutluluğa zarar vermek istemesi değil midir? O an, işte o kadının bakışlarını gördüğümde, bunun tam olarak bir nazar olduğunu hissettim. Çünkü gözlerinde, bir tür istemeden içine çekildiği bir ışık vardı. “Keşke ben de o kadar mutlu olabilsem,” diyordu o bakışlar. Ama haset, daha karanlık bir şeydir. O bakış, tıpkı bir şimşek gibi içimde bir yerlere çarptı. Düşüncelerim karıştı. Nazar mı, haset mi? Bu soruya o an cevap vermek çok zordu. Çünkü o bakış sadece kıskanmakla kalmıyordu, aynı zamanda bir yok etme, bir silme arzusu barındırıyordu.

Hayal Kırıklığı ve Bir Yüzleşme

O günden sonra, o kadının gözlerinin gerisindeki duyguya daha derinlemesine bakmaya başladım. Nazar ve haset arasındaki farkı ayırt etmek, aslında insanın içsel yolculuğuna çıkması gibi bir şey. Gözlerinde o kadar büyük bir boşluk vardı ki, o boşluk bir kaygıyı, bir dargınlığı, belki de yıllardır içinde büyüyen bir kırgınlığı simgeliyordu. Kimse, başkasının mutluluğuna nazar değdirmeyi istemez, ama bir başkasının mutluluğuyla yüzleşmek, içindeki kırıklarla daha da büyüyen bir haset duygusunu tetikleyebilir. O an, o kadının gözlerindeki boşluğu bir şekilde kendi içimde de hissettim. Keşke o kadar mutlu olabilseydim, diyordum. Keşke ben de o kadar huzurlu olabilseydim, her şey bu kadar basit olsa. Ama maalesef, hayat, o kadar da basit değil.

Nazar mı, Haset mi? Hangisi Gerçekten Daha Acı?

O günden sonra, nazar ve haset arasında bir fark olduğunu kabullenmek zor oldu. Çünkü her iki duygu da insanı hem içsel olarak hem de dış dünyada yavaşça yıkabiliyor. Nazar, aslında insanın başkasının başarısına ya da mutluluğuna hayranlıkla bakarken, bir tür “zarar vermek istemediği” duygusudur. Ama haset, bir başkasının başarılarından, mutluluğundan rahatsızlık duymak, bir şeyleri elinden almak istemek gibi daha karanlık ve bilinçli bir his taşır. O kadın bana, iki duygunun da iç içe geçmiş bir şekilde nasıl insanı yiyip bitirebileceğini gösterdi. O bakış, nazar mıydı, haset miydi? Bunu anlamak, belki de bir insanın içsel yolculuğunda yıllarca sürecek bir tartışmadır. Çünkü birinin mutluluğunu isterken bile, farkında olmadan ona zarar vermek, bazen sadece nazar değil, bir haset de olabilir.

Sonuç: İçimizdeki Karanlık ve Işık

İşte o an, nazar ve haset arasındaki farkın ne olduğunu daha iyi anladım. Her ikisi de kalp kırıcı, insanı içten içe çürütücü duygulardır. Ama bazen o duygular, biz istemesek de, yavaşça içimizde büyür. O kadının bakışlarında gördüğüm boşluk, bana hayatın ve insanların karmaşıklığını, bazen de içimizdeki en karanlık duygularla yüzleşmenin zorluğunu hatırlattı. Belki de birinin mutluluğuna bakarken, bazen sadece sevinç duymak yeterlidir. Ama haset ve nazar arasında bir çizgi var; bu çizgi de, zamanla insanların içsel dünyasında belirginleşiyor. O zaman, kendimize şu soruyu soralım: Bizi yıkan ve içimizi kemiren bu duygular gerçekten dışarıdan mı geliyor, yoksa içimizde bir yerde sakladığımız başka karanlıklar mı var?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

elimar.com.tr Sitemap
ilbet canlı maç izlebets10